Trump FETÖ’nün iadesi konusunu çok ciddiye alıyor
Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
NÖBETÇİ ECZANELER
Sesli okuma özelliği ile bu haberin başlık ve kısa özetini sesli olarak dinleyebilirsiniz. SESLİ OKU OKUMAYI DURDUR

Trump FETÖ’nün iadesi konusunu çok ciddiye alıyor

kategorisinde, 09 Şub 2017 tarihinde yayınlandı
Trump FETÖ’nün iadesi konusunu çok ciddiye alıyor

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, NTV’de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Astana süreci sonrasında “anayasa taslağı” iddiasının ortaya çıktığı hatırlatılarak, taslakla ilgili görüşü sorulan Kalın, “Onları kabul etmemiz mümkün değil. Biz, Astana sürecini çok şeffaf bir şekilde yürüttük. Sayın Putin’in, Sayın Cumhurbaşkanımız ile yaptığı görüşmelerde bu konunun ana çerçevesi çizildi.” diye konuştu.

“Washington ve bölgedeki diğer ülkelerle konuşmaya devam edeceğiz”
Güvenli bölge meselesine de değinen Kalın, ABD Başkanı Donald Trump’ın da bu konuyu gündeme getirdiğini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde de bu konunun gündeme geldiğini vurgulayan Kalın, şöyle devam etti:

“Özellikle Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle ‘terörden arındırılmış güvenli bölge oluşturulması’, hem bu mülteci akımını önleyecek temel tedbirlerden bir tanesi hem de Suriyelilerin kendi şehirlerine dönmeleri için en makul çözüm aslında. Şimdi Trump bu konuda birtakım açıklamalar yaptı.

Bizim öngördüğümüz şey, Azez-Cerablus-El Bab hattının 5 bin kilometrekarelik bir alana çıkartılması ve öncelikli olarak bu bölgenin terörden arındırılmış güvenli bölge ilan edilmesi. Buna olumlu baktıklarını ifade ettiler. Bunların da yine operasyonel detayları çalışılacak ama hem Suriye’deki sivil vatandaşların nefes alabilmesi hem göç dalgasının durdurulabilmesi açısından ortaya kararlı bir tavrın konması gerekiyor. İşte bunu da önümüzdeki günlerde hem Washington’daki yeni yönetimle hem bölgedeki diğer ülkelerle konuşmaya devam edeceğiz.”

“Beklentimiz çok açık ve net”
“FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in iadesinin ABD Başkanı Trump ile konuşulup konuşulmadığının” sorulması üzerine Kalın, “Dün konuşulan önemli başlıklardan bir tanesi de buydu. Bizim bu konudaki beklentimiz çok açık ve net. Öncelikle bu terör elebaşının Türkiye’ye iadesidir.” yanıtını verdi.

İki ülke arasında suçluların iadesi anlaşması bulunduğunu hatırlatan Kalın, Türkiye’de yargılanması gereken bir kişinin bu şartlarda iade edilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye’nin yaptığı uyarılar karşısında, bazı ülkelerin FETÖ’ye karşı aldığı tedbirleri anlatan Kalın, “Anlaşma çerçevesinde FETÖ’nün Türkiye’ye iade edilmesi, hukuki süreç devam ederken de birtakım tedbirlerin alınmasının mümkün olduğunu Amerikan makamlarına ilettik. Bunların bir kısmı idari karardır, illa hukuki yargı kararı gerektirmiyor. Sayın Trump da bu konuyu çok ciddiye aldıklarını, gerekli çalışmaları da derhal başlatacaklarını ifade ettiler, biz de tabii ki bunun takipçisi olacağız.” diye konuştu.

Rakka’ya operasyon
Kalın, Obama yönetiminden kalan iki temel sorun bulunduğuna dikkat çekerek, bunları “PYD politikası, PYD ve YPG’ye verilen destek” ile “FETÖ meselesi” olarak sıraladı.

Bu iki konuyu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gayet açık ve net bir şekilde dile getirdiğini vurgulayan Kalın, “Zaten Trump bu konuda bilgilendirilmiş. Fazla detayına girmeden ‘Bu konuda ekiplerimiz mutlaka çalışsın, gerekli talimatları verelim.’ denildi.” diye konuştu.

“ABD’nin artık PYD’yi kullanmama yönünde bir tavrı mı var?” sorusu üzerine Kalın, telkinlerinin bu yönde olduğunu söyledi.

Kalın, “Ama bu sadece bir telkin ya da temenniden ibaret değil. Biz önlerine somut bir plan koyuyoruz. Fırat Kalkanı Harekatı ile ‘Suriye’de DEAŞ’a karşı etkin olarak mücadele veren tek güç PYD/YPG’dir’ efsanesi çökmüş oldu. Bugün DEAŞ’a karşı gerçek manada mücadele veren ülkeleri sayacak olursanız bunların başında kesinlikle Türkiye gelir.” ifadesini kullandı.

Kalın, bu konuda sorumluluk almaktan kaçınmayan bir Türkiye olduğunu bütün dünyanın gördüğünü belirterek, şunları kaydetti:

“Yakın zamanda batı medyasında ‘Fırat Kalkanı Harekatı devam etmeyecek, yürümüyor.’ gibi bunu moralman çökertmeye yönelik birtakım propagandist yayınların yapıldığını görüyoruz. Dün Hastane Tepesi ve civarını ele geçirmemiz şu anlama geliyor; artık şehrin içindeler. Bir anlamda şehir içi temizlik şu anda yürüyor. Cumhurbaşkanımız dün Sayın Trump ile bu konuları konuştu. Sadece El Bab’a indirgenen bir mücadeleden bahsetmiyoruz. El Bab’ın alınması daha önce Azez’in, Cerablus’un DEAŞ’tan temizlenmesi gibi bir defa DEAŞ’a vurulmuş büyük bir darbe olacak, ikincisi de Rakka’ya yönelik yürüteceğimiz müşterek bir harekatın hem zeminini hazırlayacak hem de süresini hızlandıracaktır.

Rakka’nın DEAŞ’tan temizlenmesi konusunda Türkiye’nin sunduğu somut bir plan var. Şu anda El Bab’da mücadele eden Özgür Suriye Ordusu mensupları da buralar güvence altına alındıktan sonra Rakka operasyonu için hazır hale gelecekler.

Bu konuyu kendi muhataplarımızla detaylı bir şekilde biz de konuştuk, konuşmaya da devam edeceğiz. Önümüzdeki haftalarda Dışişleri Müsteşarımız Washington’a gidecek. Yarın Washington’dan önemli bir misafir geliyor. Bu konu yine detaylı bir şekilde ele alınacak.”

CIA Direktörünün Türkiye ziyareti
Kalın, CIA Direktörü Mike Pompeo’nun ziyaretine ilişkin soru üzerine Pompeo’nun, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın misafiri olarak Türkiye’ye geleceğini anımsatarak, “Bölge turuna çıkıyor ve ilk durağı Türkiye. Bu konular da yarın detaylı bir şekilde ele alınacak. Onlar detaylı çalışmalarını yapacaklar. Daha sonra da siyasilere bu konu arz edilecek.” değerlendirmesini yaptı.

“Orayla bir gönül bağı vardır”
Sözcü Kalın, “Halk oylamasında anayasa değişikliği kabul edildirse, partili cumhurbaşkanlığının önü de açılmış oluyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nın böyle bir karar için 2019’u beklemesine de gerek yok. Sayın Cumhurbaşkanı hemen parti üyesi olacak mı” sorusu üzerine şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, kurucusu olduğu AK Parti ile ilişkisi bir imza meselesinin çok ötesindedir. Orayla bir gönül bağı vardır. Bu bağı kendisi zaten cumhurbaşkanı olduğu zaman da söylemişti. Partiyle formel manada ilişki kurması da bu vesileyle açılmış oluyor. O bağı formel manada kurmak cumhurbaşkanımızın tercihidir. Bunu hemen mi yapar, bir müddet sonra mı yapar, onu göreceğiz. Kendi tercihi, onunla ilgili değerlendirmesi de şu anda devam ediyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bir taraftan da partiye genel başkan olmasının da yolunun açıldığının anımsatılması üzerine Kalın, “Şu anda benim bildiğim, bu madde geçer geçmez bunun için olağanüstü kongreye gidilmesi gerekiyor, böyle bir hazırlık yok. Cumhurbaşkanımız eğer önce üye olmayı tercih ederse, herhalde önce üye olarak başlar. Ama bu konudaki istişareleri ve değerlendirmeleri devam ediyor, henüz böyle bir karar yok.” şeklinde konuştu.

Kıbrıs müzakereleri
İbrahim Kalın, Kıbrıs müzakereleriyle ilgili bir soru üzerine ise “Kıbrıs müzakerelerinin bu referandumla herhangi bir endekslenme gibi ilişkisi söz konusu değil. Aslında Kıbrıs meselesinde atmamız gereken adımları zaten attık.” yanıtını verdi.

Kalın, bu süreçte yapıcı bir tutum içerisinde olunduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

“Türk askerinin oradaki varlığı hiçbir zaman Rum kesimine karşı değildir. Bu adanın ve dışarıdan gelebilecek muhtemel tehditlere karşı bir güvenlik sibobu ve gerekçesi olarak oraya kurulmuş bir yapıdır. Bunun muhafazası bundan sonra da özellikle Doğu Akdeniz’de güven ve istikrarın sağlanması için önem arz ediyor. Cenevre’de görüşmeler yapıldı, belli bir noktaya varıldı ama hala üzerinde çalışılması gereken konular var. Yarın da Sayın Akıncı ile Sayın Anastasiadis bir dizi görüşme yapacaklar. BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Espen Barth Eıde bugün bana da geldi. O da buradan Kıbrıs’a gidiyor, prensiplerimizi açık bir şekilde ortaya koyduk.”

 

AA

YORUM YAZ