Sultan 2. Abdülhamid Dolmabahçe Sarayı’nda anılacak
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Sultan 2. Abdülhamid’in, tarih açısından önemine değinerek, “Sultan Abdülhamid ve dönemi analiz edildiğinde, sonuçları, istikbale yapacağımız uzun ve meşakkatli yürüyüşte yönümüzü tayin edecek bir pusula, önümüzü aydınlatacak bir meşale olacaktır.” dedi.
Kahraman, Dolmabahçe Sarayı Hazine-i Hassa Binası’nda düzenlediği basın toplantısında, TBMM Milli Saraylar tarafından 22-24 Eylül’de düzenlenecek “Doğumunun 174. Yılında Sultan İkinci Abdülhamid ve Dönemi Uluslararası Sempozyumu”na ilişkin bilgi verdi.
Sempozyumda yakın tarihin en zor, meşakkatli dönemlerinden birinde devlet başkanlığı yapmış Sultan 2. Abdülhamid ve döneminin çeşitli yönlerle ele alınacağını belirten Kahraman, sempozyumun, “tarihe katkı sağlayıp ışık tutması ve genç nesillere tarih şuuru vermede mütevazı bir girişim olması” temennisinde bulundu.
Osmanlı Devleti’nin, güçlü teşkilat ve toplumsal yapısıyla her zaman ilgi merkezi olduğunu vurgulayan İsmail Kahraman, üç kıta yedi denize hakim olan ve yüzölçümü 20 milyon kilometrekareye ulaşan, üzerinde güneşin batmadığı topraklarda bünyesindeki toplumlara adalet ve merhametle yaklaşan cihan devletinin, geride büyük bir tarih ve kültürel miras bıraktığını kaydetti.
Bugün, bu tarihi ve kültürel mirasın bilinmediğini anlatan Kahraman, şunları kaydetti:
“Çünkü tarih açısından toplum ve millet olarak üzerimize bir unutkanlık perdesi çekildi. Özellikle de gençlerimiz bir kısmı bilgiden yoksun, çoğu şeyi bilmiyor. Hatta en yakın tarihini de bilmiyor. Söyleyeni yok. Bilenler söylemiyor, bilmeyenler uyduruyor. Bütün hakikatler böylelikle karanlıklar içinde kaybolup gidiyor. Lakin bu noktada hemen hatırlatayım ki, maalesef hafızasını yitiren bir millet, kültür ve medeniyetini de yitirmiş, benliğini kaybetmiş demektir. O nedenle tarihi bilmek, tarihi hadiselerden ders çıkarmak zorundayız.”
“Sultan Abdülhamid dönemi pusula ve meşaledir”
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, sempozyumun, hafızalara bir nebze olsun tarih şuuru ve tarih bilinci aşılamak için bir adım olduğunu aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Çünkü Sultan Abdülhamid ve dönemi analiz edildiğinde, sonuçları, istikbale yapacağımız uzun ve meşakkatli yürüyüşte yönümüzü tayin edecek bir pusula, önümüzü aydınlatacak bir meşale olacaktır. TBMM Başkanlığı, idaresinden sorumlu olduğu ve Milli Saraylar olarak isimlendirilen başta Dolmabahçe ve Beylerbeyi sarayları olmak üzere, diğer kasır ve köşklerimizin bir yandan muhafazasını ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlamaya çalışırken diğer yandan da bu yapıların her yönüyle incelenmesini temel vazifelerinden biri olarak görmektedir. Milli Saraylarımız sadece birer mimari eser olmalarıyla değil, bir cihan devleti olan Osmanlı sultanlarının yönetim merkezi ve meskenleri olmaları sebebiyle büyük öneme haizdir. Osmanlı Devleti’nin tarih sahnesinde kalmaya çalıştığı, adeta bir istiklal mücadelesi verme gayretiyle reformları uygulamaya koyduğu son 200 yıllık tarih, aynı zamanda Milli Saraylarımızın da tarihidir. Topkapı Sarayı denilince nasıl ki ‘ihtişam yüzyılları’ hatırlanıyorsa, ‘Milli Saraylar’ denilince de Osmanlı Devleti’nin her türlü yalnızlaştırma çabalarına karşın tüm vakarıyla, onuruyla var olma mücadelesi verdiği dönem akla gelmelidir.”
Kahraman, bu amaçla düzenlediklerini sempozyumun, tarihte unutulmayacak bir yeri olan önemli bir hükümdara vefa borcunun yerine getirilmesinin dışında özel bir manası daha olduğunu vurguladı.
Sultan 2. Abdülhamid’in tahta çıktıktan sonra anayasal-parlamenter sisteme geçişle ilgili çalışmaları Dolmabahçe Sarayı’nda başlattığını hatırlatan Kahraman, ardından da Birinci Meşrutiyet’in 23 Aralık 1876’da ilan edilip, Meclis-i Mebusan’ın ilk toplantısını 19 Mart 1877’de yine bu sarayda gerçekleştirdiğini, milli iradenin temsil edildiği yer olan TBMM’nin de kendisini böyle bir yerde anmasının özel bir anlamı olduğunu aktardı.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, milletlerin büyük şahsiyetlerini doğum günlerinde andığının altını çizerek, şunları söyledi:
“Doğum günleri, şenlik ve neşe günleridir. Tarihi bir şahsiyete sahip olmanın hazzının yaşandığı günlerdir. Nitekim bizler Peygamber Efendimizi Kutlu Doğum Haftası’nda anarız. Dünyadaki tatbikat da budur. Amerika Birleşik Devletleri, George Washington’u her yıl şubatın 3. pazartesi günü anar ve o güne ‘Washington Günü’ denir. UNESCO her yıl bir şahsiyetin doğum gününü ülkeler bazında kutlar ve o yıl şahsa armağan sayar. Bu düşünceyle Sultan 2. Abdülhamid Han’ı, vefat tarihi olan 10 Şubat 1918’de değil, doğum tarihi 22 Eylül 1842’nin 174. yıl dönümünde anmayı daha uygun gördük.”
“2. Abdülhamid ve Dönemi” isimli fotoğraf sergisinin ise Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu fuaye alanında 23 Eylül Cuma günü açılacağını belirten Kahraman, 7 Ekim’e kadar açık kalacak sergide, Abdülhamid Han’ın saltanatı döneminde özenle derlediği Yıldız Fotoğraf Albümleri’nden seçilen 80 orijinal fotoğrafın yer alacağını kaydetti.
“Osmanlı Dönemi Marşları” konseri
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, CRR Konser Salonu’nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bandosu ve Mehter Takımı tarafından 23 Eylül’de “Osmanlı Dönemi Marşları” konseri verileceğini belirtti.
Kahraman, “Osmanlı Arşiv Belgelerinde Sultan 2. Abdülhamid Han” başlıklı dergi özel sayısı, Sultan Abdülhamid’in hayatını anlatan “Sultan 2. Abdülhamid Sani” başlıklı eser ve “Sultan 2. Abdülhamid Fotoğraf Kataloğu”nun hazırlandığını ve sempozyumun başladığı gün dağıtımına başlanacağını bildirdi.
Bu tür sempozyumları bundan sonra da sürdüreceklerini dile getiren Kahraman, bu kapsamda, Şubat 2017’de Sultan Abdülaziz adına da sempozyum düzenleyeceklerini açıkladı.
AA