‘Kontrol cihazda değil sizde olsun’
Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, teknolojinin ilerledikçe beraberinde mal ve hizmet sunumunda kolaylıklar getirdiğini ancak bu kolaylıkların birtakım kötüye kullanımlara yol açtığını belirtti.
Hayatın doğal akışı içerisinde kişisel verilen işlenmesi gerektiğini anlatan Bilir, verilerin işlenmesi sırasında kişisel temel hak ve özgürlüklerin korunması gerektiğine işaret etti.
Bunun bir denge politikası olduğunu aktaran Bilir, “Kişisel verilerin korunmasından kasıt, kişilerin korunmasıdır. Bizim düzenlemelerimizin amacı da kişiyi korumaktır. Günümüz teknoloji çağında kişisel veriler her zamankinden daha fazla korunmalıdır. Bu süreçte birtakım kötüye kullanmalar ve tehditler olabilir. Bunun önüne geçebilmek amacıyla kullandığımız akıllı telefonlar ya da diğer teknolojik aygıtların gizlilik politikalarını okumamız, gizlilik ayarlarını yeniden gözden geçirmemiz, bu anlamda kontrolü elimizde bulundurmamız gerekir. Bir başka deyişle güvenliğimiz için bilinçli kullanıcılar olmamız büyük önem arz ediyor.” diye konuştu.
“Sorumlular ihlal durumunu hemen bildirmeli”
Kişisel verilerde ihlal olduğunda sorumluların ilgili otoriteye ve mağdurlara durumu bildirme yükümlülükleri olduğunu dile getiren Bilir, bu uygulamanın Avrupa’da da Türkiye’de de olduğunu, mağduriyetin en aza indirgenmesinin amaçlandığını kaydetti.
Türkiye’de 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 2016 yılında yürürlüğe girdiğini anımsatan Bilir, kanunun kişisel verilerin işlenmesine ilişkin faaliyetleri disipline ettiğini, aynı zamanda uygulayıcı kurumun teşekkülüne zemin oluşturduğunu dile getirdi.
Avrupa’daki bazı ülkelerde bu tip düzenlemelerin eskiye dayandığını aktaran Bilir, “Kanunun ülkemizde 2016 yılında yürürlüğe girmesi, bana göre bir gecikme değildir. Kanunun yürürlüğe girme zamanlaması, ülkemiz şartları bakımından bu şekilde oluşmuştur. Aslında günümüzde gelinen noktada bir taraftan Avrupa Birliği üyelik müzakereleri süreci, diğer taraftan da şirketlerimizin uluslararası rekabet gücünün artırılması ihtiyacının yanı sıra temel hak ve özgürlüklerin korunması bu kanunun yürürlüğe girmesinde en önemli faktörlerdir.” değerlendirmesinde bulundu.
Bilir, 2017 yılının Ocak ayında Kişisel Verileri Koruma Kurumu olarak faaliyete başladıklarını, bugüne kadar geçen süreçte 6 yönetmelik ve 2 tebliğin yürürlüğe konulduğunu anlattı.
Kurum olarak kişisel verilerin korunması konusunda, hem kamu kurum ve kuruluşlarının hem de özel sektörün uygulamalarına yön vermek için rehber çalışmalar yaptıklarına değinen Bilir, ayrıca toplumu bilgilendirmek adına çeşitli dokümanlar da hazırlanarak ilgililere sunulduğunu belirtti.
Kuruma, veri sorumlularının kişisel veri işleme ihlallerine yönelik çeşitli şikayet ve ihbar başvurularının da geldiğini, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca söz konusu başvuruların değerlendirilmesi sonucunda alınan kurul kararlarının özet halinde kurum web sayfasından da yayımlandığına işaret eden Bilir, “Kurulun söz konusu ihlallerin yaygın olduğunu tespit etmesi halinde ilke kararı verme yetkisi bulunmaktadır. Nitekim kurul tarafından bu kapsamda 3 adet ilke kararı alınarak kurumun web sayfası ve Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Bu noktadan bakıldığında artık kurumun ve kurulun tam anlamıyla teşekkül ettiğini, kanunun kendisine verdiği görevleri yerine getirdiğini söyleyebiliriz.” dedi.
Kanunun ve kurumun yeni olduğuna işaret eden Bilir, ülkemizde kişisel verilerin korunmasındaki bilinçlenmenin ve farkındalığın, her konuda olduğu gibi zamanla daha da artacağını düşündüklerini kaydetti.
Bilir, “Yeni Gelişmeler Işığında Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uygulaması Konferansları” düzenlediklerini ve bu toplantılara devam edeceklerini sözlerine ekledi.
AA