‘Güldürü filmlerin unutulmaz ismi: Ertem Eğilmez’
Türk sinemasının klasiklerinden “Hababam Sınıfı”, “Süt Kardeşler” ve “Canım Kardeşim” filmlerinin yönetmeni Ertem Eğilmez, vefatının 30. yılında yad ediliyor.
Yapımcı ve yönetmen Eğilmez, Trabzon’da 18 Şubat 1929’da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Konya’da tamamlayan Eğilmez, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdi.
Ertem Eğilmez, 1953’te askere gidene kadar kısa bir süre bakkal dükkanı çalıştırdı.
Vatani görevinin ardından Arif Bolat kitabevinde çalışan Eğilmez, Refik Erduran ile 1954’te Çağlayan Yayınevi’ni kurdu. Usta isim, aynı yıl Erduran ve Haldun Sel ile “Tef” adlı mizah dergisini çıkardı.
Eğilmez’in çıkardığı cep kitapları yayın dünyasında yoğun ilgi gördü.
Sinemaya 1961’de “Efe” adlı şirketi kurarak adım atan Eğilmez, aynı yıl “Yaman Gazeteci” adlı filmle yapımcılığa başladı.
Başarılı isim, 1964’te Nahit Ataman ile “Arzu Film” şirketini kurduktan sonra “Fatoş’un Fendi Tayfur’u Yendi” adlı filmle yönetmenlik serüvenine başladı.
Ertem Eğilmez, yönetmen olarak güldürü niteliğinde birçok komedi filmine imza atarken, 1965’te “Senede Bir Gün”, 1968’de “Nilgün” ve “İngiliz Kemal”, 1970’de ise “Küçük Hanımefendi” adlı romanları sinemaya uyarladı.
Geniş izleyici kitlesinin beğenisini kazanan, Türkan Şoray, Selda Alkor, Fatma Girik ve Hülya Koçyiğit gibi star oyuncuların yer aldığı popüler aşk filmlerini yöneten Eğilmez, 1966’da çektiği “Bir Millet Uyanıyor” filmiyle, “1967 Antalya Altın Portakal Film Festivali”nde “En İyi Tarihsel Film” ödülüne değer görüldü.
Usta yönetmen, genellikle aynı oyuncu kadrosunu kullanırken, Münir Özkul, Adile Naşit, Kemal Sunal, İlyas Salman, Halit Akçatepe, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Şener Şen ve Ayşen Gruda gibi oyuncuların Türk sinemasında varlık göstermesine öncülük etti.
“Arzu Film güldürüleri” olarak anılan filmlerde zaman zaman toplumsal eleştiriye yer vererek dikkati çeken Eğilmez, 1973’te çektiği “Canım Kardeşim” filmiyle Türk sinemasında yapmacıklıktan uzak sinemacılık anlayışını, iç yakan bir öyküyle beyaz perdeye aktardı.
Meslek hayatı boyunca 44 film yönetti, 5 senaryo kaleme aldı
Eğilmez, 1975’te Rıfat Ilgaz’ın kaleme aldığı “Hababam Sınıfı” romanını sinemaya uyarladı. “Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı” filminin gördüğü büyük ilginin ardından, 1976’da “Hababam Sınıfı Uyanıyor”, 1977’de “Hababam Sınıfı Tatilde”, 1981’de ise “Hababam Sınıfı Güle Güle” filmiyle “Hababam Sınıfı” adlı müzikal tiyatro oyununu izleyiciyle buluşturdu.
Yönetmen olarak Türk sinemasındaki değişimleri takip eden, bu değişimlere göre sürekli kendini yenileyen Eğilmez, 1980-1981 sezonunda “Kanlı Nigar” adlı müzikli oyunu sahneledi.
Başarılı yönetmen Eğilmez, bir süre uzak kaldığı sinemaya, 1984’te “Namuslu” adlı filmle geri döndü. “Namuslu” ve “Banker Bilo” filmleriyle, Türkiye’nin temel sorunlarını kendi mizah anlayışıyla ele alan usta isim, son olarak 1988’de yönettiği “Arabesk” filmiyle gişede büyük bir başarı elde etti.
Eğilmez, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde 1967’de “En İyi Tarihi Film Ödülü”, 1970’te “En İyi Yönetmen Ödülü”, 1972’de ise “En İyi 2. Film Ödülü”nü kazandı.
Meslek hayatı boyunca 44 film yöneten, 5 senaryo kaleme alan ve 97 filmin yapımcılığını üstlenen Eğilmez, 21 Eylül 1989’da İstanbul’da, 60 yaşında vefat etti.
“Arzu Film bir okul gibiydi”
Sinema eleştirmeni, yazar Atilla Dorsay, Rıza Kıraç ile gerçekleştirdiği “Sinemayı Yazan Adam” söyleşisinde, Kemal Sunal ve Zeki Alasya-Metin Akpınar ikilisini sevmeyi, Ertem Eğilmez ve Arzu Film ekolünden öğrendiğini ifade ederek, şunları aktarmıştı:
“Çünkü bütün bu oyuncular, özellikle 1970’li yıllar boyunca Arzu Film çatısı altında ün kazandılar. Orada Ertem Eğilmez’in kişiliğinin şemsiyesi altında daha bilinçli bir çaba oldu. Orada senaristler, oyuncular hep birlikte, bugünkü sinemamızın komedi geleneğinin bir nevi temellerini attılar. Arzu Film komedileri bugün hala beğenilen, aranan, izlenen filmlerdir ve Türk komedisine belli bir düzeyi ve zevki getirmiştir.”
Usta oyuncu Şener Şen ise 1989’da Birlik Vakfı Sinema kulübü tarafından düzenlenen bir toplantıda Ertem Eğilmez ile 1974’te “Hababam Sınıfı'”nın çekim hazırlıkları sırasında tanıştıklarını kaydederek, şu bilgileri paylaymıştı:
“Ertem Ağabey, yeni çekilecek Hababam Sınıfı için beden eğitimi öğretmeni rolünde oynatacak birini arıyormuş. Bir toplantı esnasında beni tavsiye etmişler. Şiddetle karşı çıkıp ‘Ben onun ne olduğunu biliyorum, o olmaz.’ diye kestirip atmış. Fakat onun kendisine göre tutumları vardı. İlk aşamada kabul etmediği birçok fikir ve görüşü, zamanla araştırır, doğruluk derecesini düşünür ve sonra da kendi fikriymiş gibi ortaya atardı. Bu konuda da böyle davrandı ve bir süre sonra ‘Biz en iyisi bu rolü Şener’e verelim.’ diyerek beni de Arzu Film kadrosuna dahil etti. O dönemde birçok ünlü sanatçı Arzu Film’in kontratlı elemanıydı. Mesela Tarık Akan, Müjde Ar, Emel Sayın, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Münir Özkul, Adile Naşit, Halit Akçatepe gibi sanatçılar hep Arzu Film ile çalışıyorlardı. Orası bir okul gibiydi.”
Şen, ‘Video Haber’ dergisinin Aralık 1989 tarihli 60. sayısında yayınlanan haberde, Eğilmez’in sinemayı meslek olarak seçmekle en doğru kararı verdiğine işaret ederek, şöyle konuşmuştu:
“Sinemaya aşıktı ve sinema onun her şeyi idi. Onunla çalışıp da bunu anlamamak imkansızdı. Ayrıca başarı kazanmayı kendine alışkanlık edinmiş ender insanlardan biriydi. Yaptığı her işte başarıya ulaşmıştı. Örneğin onun yayıncılık yaptığı bir dönem var. O yıllarda dünyaca meşhur Mike Hammer adlı polisiye çizgi romanın yayın haklarını almış. Ancak birkaç sayı çıkardıktan sonra Amerikalılar anlaşmadan caymış. Ertem Ağabey de oturup birkaç arkadaşıyla hikayeleri kendileri yazıp yayınlamaya başlamış. Onun için pes etmek gibi bir davranış hiçbir zaman söz konusu olmadı. “Arabesk’i bile hangi şartlarda çektiği herkesçe bilinir. O, filmlerinde güldürürken, ağlatmayı ve düşündürmeyi başaran bir sinema adamıydı. Bir işi yaparken çevresindeki herkesin görüşünü alır ama sonra da kendi bildiğini yapardı. Sonuçta ne derece başarılı olduğunu hep birlikte gördük. O bir sinema dahisiydi.”
“Eğilmez bir yönetmen olarak sanatında yetkinleşmeye çalışır”
Prof. Cem Pekman ise “Nesilden Nesile Ertem Eğilmez” adlı yazısında, Eğilmez’in “halk sineması” ortaya çıkardığına işaret ederek, “Yetmişlerin Arzu Film üretiminin halk kitleleriyle kurduğu, nesilden nesile geçen, bugün bile devam eden sıcak ilişkinin sırrını çözmeye çalıştığımızda her şeyden önce filmlerin arkasındaki bu uyumlu ekip çalışmasını ve bu yetenekli kadroyu bir araya getirip yöneten Ertem Eğilmez ismini buluyoruz. Eğilmez bir yönetmen olarak sanatında yetkinleşmeye çalışır, bunun için sürekli okuyup araştırır, düşünür ve denerken, aynı zamanda bir yapımcı olarak da kitlelerle buluşmanın, daha çok izlenmenin ve ticari başarının peşindedir. Sineması, bu iki arayışın eseridir.” şeklinde görüşlerini dile getirmişti.
Sinema yazarı Burçak Evren de yaptığı bir açıklamada, Ertem Eğilmez hakkında şu değerlendirmede bulunmuştu:
“Ertem Eğilmez, her başarılı filmin senaryo aşamasında başlayıp bittiğini, Türk sinemasında birbirleriyle anlaşmış bir ekip anlayışının gerekli olduğunu, yetenekli oyuncuların bir arkeolog titizliğiyle keşfedilip nasıl ünlü yapılabileceğini, yönetmenlik-yapımcılığının yanı sıra, Türk sinemasının gereksinim duyduğu senarist ve yönetmen adaylarının, nasıl, sıfırdan değilse bile ona yakın bir çizgide işlenip, kendi düşüncesi ve direktifleri doğrultusunda başa oynayacaklarını – çoğu zaman tekilci ve buyurgan yöntemlerle de olsa – kanıtlayan bir sinema yönetmeni değil, onun da ötesinde, sinemamızda örneği ne yazık ki çok az sayıda bulunan bir sinema düşünürü olmuştur.”
Alim Şerif Onaran da 2 ciltlik “Türk Sineması” eserinde Ertem Eğilmez’e ilişkin şunları kaleme almıştı:
“Özellikle filmlerini yalnız başına değil de daha önce sözünü ettiğimiz gibi senaryocu, oyuncu, sanat yönetmeninden oluşan bir ekiple, daha senaryo, çekim senaryosu ve diyalog yazımı safhalarında danışmalı olarak gerçekleştirmesi, onun, sanatını ne denli önemle ele aldığını göstermesi bakımından ilginçtir.”
Sinema tarihçisi Giovanni Scognamillo ise “Türk Sinemasında Şener Şen” kitabında Eğilmez’in “Arabesk” adlı filminden bahsederken şunları söyler: “Eğilmez her şeyden önce kendisiyle hesaplaşır. Kendi sanatsal geçmişi, kendi sinema anlayışı ve icraatıyla yüzleşir ve yaptıklarıyla dalga geçer, bir hayat bilançosu çıkarır.”
Ertem Eğilmez’in yönettiği filmlerden bazıları şöyle:
“Bir Millet Uyanıyor” (1966), “Yaşlı Gözler” (1967), “İngiliz Kemal” (1968), “Sevemez Kimse Seni” (1968), “Küçük Hanımefendi” (1970), “Kalbimin Efendisi” (1970), “Senede Bir Gün” (1971), “Son Hıçkırık” (1971), “Beyoğlu Güzeli” (1971), “Sev Kardeşim” (1972), “Tatlı Dillim” (1972), “Oh Olsun” (1973), Yalancı Yarim (1973), “Köyden İndim Şehire” (1974), “Salak Milyoner” (1974), “Mavi Boncuk” (1974), “Süt Kardeşler” (1976), “Şabanoğlu Şaban” (1977), “Gülen Gözler” (1977), “Erkek Güzeli Sefil Bilo” (1979), “Banker Bilo” (1980), “Namuslu” (1984), “Aşık Oldum” (1985), “Arabesk” (1988)
Yazdığı Senaryolar:
“Ölmeyen Aşk” (1966), “Boş Çerçeve” (1969), “Mavi Boncuk” (1974), “Salako” (1974), “Milyarder” (1986)
AA