Galataport O2 salonundaki sergiye ilişkin basın mensuplarına açıklamada bulunan Bakan Ersoy, Göbeklitepe’nin Türkiye’deki en önemli arkeolojik keşiflerden biri olduğunu belirterek “Tabii biz artık sadece Göbeklitepe demiyoruz. Taş Tepeler bölgesindeki Göbeklitepe’yi buraya getirdik. Üzerine yoğunlaştığımız artık 11 tane daha Göbeklitepe tarzı nokta var. Aslında kazılar yoğunlaştıkça çok daha fazlası çıkacak.” dedi.

Ersoy, Taş Tepeler bölgesi için uluslararası arkeolojik enstitüleri, akademiler ve akademisyenlerin katıldığı Neolitik Çağ’la ilgili bir çalışma grubu oluşturulduğuna işaret ederek şöyle devam etti:

“Hepsi görev almaya başlıyorlar yavaş yavaş ve bu yüz kilometrelik bir hat üzerine yayılmış olan Taş Tepeler keşif noktaları, birkaç sene içinde dünyanın en önemli arkeolojik keşfi olduğu bütün dünya insanlar tarafından kabul edilecek. O yüzden Türkiye açısından çok çok önemli. Biliyorsunuz Doğuş Grubu, Göbeklitepe’nin aynı zamanda sponsoru. Çok önemli bir sponsorluk bu. Kültürel faaliyetlerini desteklenmesi açısından çok da iyi bir örnek teşkil ediyor.”

“Galataport turistler için bir cazibe noktası haline geldi”
İstanbul’u 2019’da 15 milyon turist ziyaret ettiğini aktaran Mehmet Nuri Ersoy şunları kaydetti:

“Bu seneki rakamlar da çok çok iyi gidiyor. Hedefimiz 2019’daki rakamların yakalanması. İnşallah oraya doğru da hızlı bir şekilde gidiyoruz. İstanbul’un en çok turist ana noktalarından biri de Galataport, turistler için bir cazibe noktası haline geldi. Galataport’un içinde böyle bir sergi alanı gerçekleştirmek, çağdaş sanatla da birleştirerek bunu yapmak buraya gelen turistler için çok önemli ve anlamlı. Bir süre sonra belki buraya kruvaziyer gemisi için sadece İstanbul’a gelecekler ama burayı gördükten sonra bir sonraki Türkiye tatillerinde Şanlıurfa’yı, Taş Tepeler bölgesini planlayacaklar. O açıdan da anlamlı.”

Bakan Ersoy, serginin bölgenin orijinal taşıyla hazırlandığına dikkati çekerek “Hocalarımız oradaki kesitleri birebir çalıştılar. Orijinal kopyalarını getirdiler. Bu açıdan da anlamlı. Hem boyutların hissedilmesi açısından önemli. 12 bin yıl önce insanların neler başardığını… Bugünkü teknolojilerle bunu yapmak kolay ama 12 bin yıl önceki teknolojilerle bunu yapmak, Anadolu’daki yaşayan ırkların ne kadar ileri yönde oldukları, yerleşik hayatın nasıl ve niye başladığı, bunun gastronomiyle olan ilişkisinin neler olduğu gibi birçok bilgiyi de alma fırsatı yakalıyor ziyaretçiler. Bu açıdan da anlamlı.” dedi.

“Sonbaharda Diyarbakır’ı da ekleyerek devam edeceğiz”
Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nin yanı sıra Bakanlık tarafından düzenlenen diğer Kültür Yolu Festivalleri ile kültür ve sanatı, arkeoloji turizmiyle birleştirmeyi hedeflediklerini söyleyen Ersoy, “Kültürel ve sanatsal faaliyetlerle turizmin reklamının tanıtımını yapıyorsunuz. Gelen turizmden elde ettiğiniz gelirlerle kültür ve sanat faaliyetlerini destekleyerek iki tarafın da hızlı bir şekilde gelişmesini sağlıyorsunuz. Bu sene Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’ne, Başkent Kültür Yolu Festivali’ni de ekledik. İnşallah sonbaharda Diyarbakır’ı da ekleyerek devam edeceğiz. Bu sene katılım çok fazla. İki şehirde festivaller toplam 10 binden fazla sanatçı, 2 binden fazla etkinlikle sürdürülüyor. İlgi de çok fazla. Halk tarafından da benimsendi. Bu da bizi çok mutlu ediyor. İnşallah sonbaharda daha etkili, daha uzun süreye yayarak, daha bilinçli bir festivali halkımızla buluşturacağız. Ben herkese ilgisinden dolayı teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

Bu yıl Şanlıurfa’nın da iç ve dış turizmden çok fazla ziyaretçi almaya başladığını dile getiren Ersoy sözlerini şöyle tamamladı:

“Hedefimiz artık bir aşamadan sonra yabancı turist sayısını artırmak. Özellikle uluslararası akademisyenlerin ve akademilerin de kazı çalışmalarına katılmasıyla beraber uluslararası bilincin çok daha artacağını ve her geçen yıl çok daha fazla turist alacağını düşünüyoruz. Biz orada Karahantepe’yi de biliyorsunuz oyuna soktuk. Karşılama merkezlerini yaptık. Göbeklitepe’yi ziyaret eden ziyaretçilerin yüzde 30’u yani üçte biri Karahantepe’ye de kaymaya başladı. Orada çatı uygulamalar da tamamlandıktan sonra hem total ziyaretçi sayısı artacak hem birbirlerine yarattığı sinerji artacak. Bizim hedefimiz beş yıl içinde beş milyon ziyaretçiye ulaşmak. Adım adım hedefimize doğru gidiyoruz.”

“Back to Realverse: Göbeklitepe” sergisi hakkında
Sergide Göbeklitepe’nin inşa sürecinin anlatıldığı mini Göbeklitepe Maketi, Göbeklitepe’nin doğuşunu sağlayan iklim, yiyecek ve jeolojik koşullar anlatıldığı bilgilendirme panoları, Göbeklitepe tanıtım videoları, Şanlıurfa’dan 30 ton taş getirilerek yerel taş ustalarının çalışması ile 23 metre çapındaki D yapısı birebir ölçüleri ile kurulan replikaları yer alıyor.

Katar’da düzenlenecek 2022 FIFA Dünya Kupası’nda sergilenecek Göbeklitepe’deki P18 Steli’nin kopyası da sergi kapsamında Galataport bahçesinde izleyicilerin beğenisine sunuluyor.

Sergi bünyesinde iklim değişikliği ve kültürel miras öğeleri konularında etkinlikler de düzenleniyor.

“Back to Realverse: Göbeklitepe”, festival süresince ziyarete açık olacak.

Deutsches Symphonie-Orchester Berlin ve Anna Prohaska konseri
Bakan Ersoy, sergi ziyaretinin ardından 50. İstanbul Müzik Festivali kapsamında müzikseverlerle buluşan Atatürk Kültür Merkezi’nde Deutsches Symphonie-Orchester Berlin ve Anna Prohaska konserini izledi.

Şefliğini Giovanni Antonini’nin üstlendiği konserde, soprano olarak Anna Prohaska sahne aldı.

Konserde, Wolfgang Amadeus Mozart’tan “Titus’un Merhameti” ve Joseph Haydn’ın “Issız Ada” ve “Berenice” operalarından aryalar seslendirildi.

AA