FETÖ’cüler ‘casusluk’ maksadıyla yasa dışı dinleme yapmış
Emre Ayvaz – Sakarya’da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında 7’si tutuklu 3’ü firari 10 şüpheli hakkında yasa dışı dinleme ve çeşitli suçlardan iddianame hazırlandı.
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Soruşturma Bürosunca hazırlanarak 2. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan 257 sayfalık iddianamede, 10 şüpheli hakkında “haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek, iftira, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kaydetmek, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, silahlı terör örgütüne üye olma, devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme ve suç uydurma” suçlamaları yer alıyor.
İddianamede, meslekten ihraç edilen eski Sakarya Emniyet müdürleri Mustafa Aktaş ve Ali Bilkay, eski İstihbarat Şube Müdürü Murat Akça, komiser Zakir Tütüncü ile polis memurları Erkan Öztürk, Ahmet Yaz, Abdülhamit Ata, Mehmet Dikbaş, Gökhan Ağpınar ve Mustafa Işık hakkında birer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile 16 yıl 2 aydan 34 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
İddianamede, şüphelilerin, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, eski AK Parti MKYK Üyesi ve eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Çiğdem Erdoğan Atabek, Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, Erenler Belediye Başkanı Cavit Öztürk, Ferizli Belediye Başkanı Ahmet Soğuk ile aralarında emniyet mensuplarının da yer aldığı 109 müştekiyi, 2009-2013 yılları arasında “Ergenekon terör örgütü” ve “organize suç örgütü” faaliyetleri iddiasıyla dinlediği belirtildi.
FETÖ’den tutuklanmış
Şüphelilerin, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında bir süre önce tutuklanan eski Adapazarı İlçe Emniyet Müdürü Hayati Bayazıt’ı da 2 cep telefonu numarasından 2011-2013 yılları arasında “organize suç örgütleri faaliyetleri” kapsamında dinlediği tespit edildi. İddianamede, mağdur olarak yer alan Bayazıt’ın konuyla ilgili ifade ve beyan vermek istemediği belirtildi.
“Bilgileri, casusluk maksadıyla temin etmeye çalıştıkları saptanmıştır”
Şüphelilerin FETÖ/PDY bünyesinde yasa dışı olarak terör örgütünün amaç ve çıkarları doğrultusunda faaliyet gösterdikleri belirtilen iddianamede, “Müşteki konumundaki Çiğdem Erdoğan Atabek’in AK Parti MKYK üyesi olarak görev yaptığı dönemde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ulusal güvenliğe ilişkin konularda telefon görüşmesi yaptığını ifade etmiş olduğu hususu da dikkate alındığında şüphelilerin devletin güvenliği, iç ve dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla müteselsilen temin etmeye çalıştıkları saptanmıştır.” ifadesi kullanıldı.
İddianamede, yasa dışı elde edilen bilgilere de FETÖ/PDY bünyesindeki terör örgütünün amaçları doğrultusunda kullanmaya çalıştıkları saptandığı aktarılarak, şüphelilerin gerçekleştirdikleri eylemlerde baskı, korkutma, yıldırma, sindirme yöntemleriyle devletin otoritesini zaafa uğratmak şeklinde yöntem kullanmış olmaları dolayısıyla örgüt üyesi olarak faaliyet gösterdikleri anlaşıldığı kaydedildi.
Örgütün kuruluşunda 10 maddelik yemin metnin olduğu anlatılan iddianamede ayrıca 18 maddelik prensip kurallarının yer aldığı bildirildi.
“Örgütün devlet otoritesini ele geçirmek şeklinde bir amacı var”
İddianamede, örgütün “cebir, şiddet ve yasal olmayan yöntemleri kullanarak hükümeti ortadan kaldırmak, görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemek, devlet otoritesini baskı altına almak, zaafa uğratmak, yönlendirmek, alternatif bir otorite olarak ortaya çıkmak ve devlet otoritesini ele geçirmek” şeklinde bir amacın olduğu anlatılarak, şu ifadelere yer verildi:
“Kanunlara göre silahlı zor kullanma ve yaptırım uygulama yetkisine sahip ve mesleki ve hiyerarşi içerisinde görev yapan kamu çalışanlarını ve devlet memurlarını, üst düzey çalışan veya emekli olmuş kamu görevlilerini, bürokratlar, gazeteci, yazar ve akademisyenleri, sivil toplum kuruluşlarının mensuplarını aynı amaç etrafında faaliyet gösterecek şekilde bünyesinde barındıran, süreklilik arz eden gizli ve hiyerarşik bir yapılanma olduğu, birbirinden bağımsız bir şekilde hücresel olarak yapılandığı, örgüt içerisinde faaliyet alanları, iş bölümü ve sorumlulukların tespit edilerek şahıslara örgütsel sorumluluk dağılımı yapıldığı anlaşılmıştır.”
İddianamede, 1980 yıllarından günümüze kadar örgütün, dershanelerinde, okullarında yetiştirmiş olduğu “kalifiye insan kaynağı, izlemiş oldukları tedbir ve takiyye politikaları sayesinde devletin stratejik kurumları içerisinde kadrolaşma imkanına kavuştuğu ve gün geçtikçe görev yaptıkları kurumların karar ve uygulama mekanizmalarını ele geçirdikleri” anlatılarak, “Bu yöntemle geniş kitlelere ulaşarak sempatizanlarını diri tutmak ve örgütte kadro içerisinde bulunan elemanlarına mesaj vermek amacıyla dizi, film ve benzeri sosyal medya araçlarını sık olarak kullandıkları anlaşılmıştır.” denildi.
“Seçilmemdeki sebep, Erdoğan beyle yaptığı görüşmeler”
İddianamede müşteki sıfatıyla ifadesine başvurulan Çiğdem Erdoğan Atabek, 30 Eylül 2012’de AK Parti MKYK üyeliğine seçildiğini kaydetti.
Bu göreve geldikten sonra Türkiye’yi ilgilendiren ulusal güvenlik gibi konuların TBMM’ye yansımadan önce parti politikası olarak MKYK’da tartışıldığını bildiren Atabek, “Görev yaptığım süre içerisinde yapılan toplantılarda ulusal güvenliği ilgilendiren konularda bilgiye vakıf oldum.” dedi.
Dinlendiğini öğrendikten sonra telefon hattını değiştirdiğini belirten Atabek’in, iddianamede şu ifadeleri yer aldı:
“Benim seçilmemdeki temel sebep muhtemelen MKYK’da görev yaptığım süre içerisinde Başbakanlık görevini yürüten Recep Tayyip Erdoğan beyle yapmış olduğum telefon görüşmelerini dolaylı yoldan dinlemek olabilir. Usulsüz dinleme olayını gerçekleştiren emniyet görevlilerinden hiçbirisini tanımıyorum. Ergenekon terör örgütü üyesi olmadığım halde yasal bir gerekçe gösterilmeden usulsüz dinleme işlemini maruz bırakan görevli emniyet personeli ve failler hakkında şikayetçiyim.”
AA