Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Müzakere demek Rumların her talebini kabul etmek anlamına gelmez
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi 44. Toplantısı’na katılmak üzere Fildişi Sahili’nde bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, resmi ziyaret için Liberya’ya hareket etmeden önce gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Çavuşoğlu, toplantıda yaptığı konuşmada, İslam dünyasının karşı karşıya olduğu sorunlara, Suriye, Irak, Yemen’deki sıkıntılara ve Körfez bölgesinde yaşanan krize vurgu yaptığını aktararak İslam dünyasında birlik ve beraberliğin, sorunların barış ve diyalog yoluyla çözülmesinin önemine işaret ettiğini söyledi.
İİT’nin daha aktif ve görünür bir organizasyon olması gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, “Biz zirve başkanı olarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) İstanbul’daki zirvede gündeme getirdiği konuların hayata geçmesi için düşüncelerimizi paylaştık. Biliyorsunuz bir polis koordinasyon merkezinin kurulmasıyla ilgili bir karar aldırmıştık o zirvede. Onun hayata geçmesi için burada çalışmaları yaptık. Ayrıca ‘Kadın İstişare Konseyi’nin kurulması da Sayın Cumhurbaşkanımızın zirve başkanı olarak gündeme getirdiği bir konuydu. Bu konsey en son toplantıda kuruldu.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, Esra Albayrak’ın başkanlığını yaptığı Kadın İstişare Konseyinin, Müslüman kadınların hayatın her alanında etkisini göstermek bakımından önemini de vurguladıklarını belirtti.
Toplantıda Türk heyetinin Keşmir, Avrupa’daki Müslümanlar konularına ilişkin temas grubu toplantılarına da katıldığını anlatan Çavuşoğlu, İslam dünyası ile her alanda iş birliği konularının ele alındığını ifade etti.
“Herkes üzgün dolayısıyla bu sorunu bir an önce çözmekte fayda var”
İİT Dışişleri Bakanları Konseyi 44. Toplantısı kapsamında ikili görüşmeler de yaptığını dile getiren Çavuşoğlu, Katar Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Sultan bin Saad Al Muraikhi ile görüşmesine ilişkin izlenimlerini paylaştı.
Çavuşoğlu, “13 maddelik bir talep listesi vardı biliyorsunuz. Bu listeyi Katar açıklamalarıyla beraber reddetti. Şimdi 4 ülke Mısır’da bir araya geliyor ve diyor ki ‘Körfez İşbirliği Konseyi içerisinde çözülmeli’. Ama ben Mısır’ın Körfez İşbirliği Konseyi içinde olduğunu düşünmüyorum, hiç görmedim bugüne kadar toplantılarda. Burada samimi yaklaşmak gerekiyor. Bu ülkeler arasındaki krizin bir anlayışla diyalogla ve samimiyetle çözülmesi gerekiyor. Dışarıdan olumsuz etkilere de açık olmaması gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Kuveyt’in arabuluculuk rolünün önemli olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, “Önümüzdeki süreçte biz Türkiye olarak daha aktif bir şekilde bu arabuluculuk çalışmalarımızı sürdüreceğiz Sayın Cumhurbaşkanımızın bizzat çabalarıyla. Tabii ki Kuveyt’in bu çabalarını da desteklemeye devam edeceğiz.” diye konuştu.
Konunun Almanya’daki G20 Zirvesi’nde de sık sık gündeme geldiğini ve Türkiye’nin düşüncelerini paylaştığını belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Bugün burada toplantı gündeminde bu yoktu ama herkes kendi arasında bu soruyu soruyor, ‘Bu sorun nasıl çözülür?’ Görüyoruz ki herkes zor durumda. Bazı ülkeler taraf tutmaya zorlanmış, bazı ülkeler gerçekten samimi duygularla ‘Kardeş arasında böyle sorun olmasın, bitsin’ diyor. Herkes üzgün. Bir tane bundan mutlu olanı görmedim. Herkes üzgün dolayısıyla bu sorunu bir an önce çözmekte fayda var.”
“Son derece yanlış, sığ ve iç politikaya yönelik bir açıklama”
Kıbrıs Rum lideri Nikos Anasatasiadis’in, İsviçre’deki müzakerelerin sonuçsuz kalmasından Türkiye’nin sorumlu olduğu yönündeki açıklamalarını değerlendiren Çavuşoğlu, şunları söyledi:
“Kıbrıs Konferansı’na biz gayet yapıcı bir yaklaşımla gittik. 15 yıldır sürdürdüğümüz adil, kalıcı, iki kesimliliğe dayanan, siyasi eşitliğe dayanan bir çözüm için herkesten her zaman bir adım önde olduk. Crans Montana’da, İsviçre’de ise herkesten üç adım önde olduk ve düşüncelerimizi net paylaştık. Daha ilk günden somut önerilerimizi paylaştık ‘ne yapabiliriz’ diye. Felsefi konuşmalar yapmadık madde madde ne yapabiliriz, ne olması gerekiyor diye.”
Türkiye’nin bu konferansın son konferans olduğunu ve oyalanmadan sorunların masaya getirilmesi gerektiğini vurguladığını anımsatan Çavuşoğlu, Türkiye’nin konuların bir paket halinde değerlendirilmesi önerisinin de BM tarafından kabul edildiğine dikkati çekti.
Tüm tarafların Türkiye’nin yapıcı bir tutum sergilediğini kabul ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Rum tarafının tüm arzusu tek bir kriter vardı, adada sıfır asker olacak. Yani Türk askeri tamamen çekilecek. Türkiye’nin garantisi sona erecek tek taraflı müdahale hakkı hiç olmayacak. Türkiye ile Kıbrıs arasındaki bağlar tamamen kopacak. Bunların arzusu tamamen bu. Böyle saçma bir teklifi, öneriyi kabul etmemiz tabii ki mümkün değil.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, Rum lideri Anastasiadis’in açıklamalarını, “Bunları kabul etmeyince de tabii ‘Çözümsüzlüğün sebebi Türkiye’ diyorlar. Gerçekten son derece yanlış, sığ ve iç politikaya yönelik bir açıklama.” sözleriyle değerlendirdi.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye’nin müzakereleri İsviçre’de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in çizdiği çerçevede sürdürdüğünü belirterek “Müzakereleri sürdürmek demek, Rumların her talebini kabul etmek anlamına gelmez. Saçma sapan talepler geldiği zaman tabii ki reddederiz, yine reddederiz. Burada çözümsüzlüğün sebebinin kim olduğunu herkes çok iyi biliyor. BM de çok iyi biliyor, İngiltere de çok iyi biliyor, AB de çok iyi biliyor. AB bizim oradaki olgun tutumumuzu gördü.” ifadelerini kullandı.
Rum tarafının bu argümanı uluslararası arenada kullanabileceğine yönelik bir soru üzerine Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“Kullansınlar. G20’de de herkes konuşuyordu AB dahil. Sorunun ne olduğunu herkes biliyor. Buna rağmen, 2004’teki gibi çifte standart içerisinde olurlarsa dürüst olmazlarsa onların bileceği iş bizim burada bir kompleksimiz, kimseden bir korkumuz yok. Biz doğru olanı söylüyoruz, doğru olanı yapıyoruz. Kimseye yaranmak için de adım atmayız biz. Samimi şekilde, biz bir şekilde ‘Kıbrıs sorunu çözebilir miyiz?’ diye yapıcı olduk. Başkalarına yaranmak için ya da AB’ye bizi alırlar diye hareket etmedik. AB’ye almak istemeyenler zaten Kıbrıs olmasa başka bir bahane bulacaklar. AB üyeliğini biz pazarlık konusu bile yapmadık Kıbrıs müzakerelerinde, yapmıyoruz da. İkisi farklı bir şey. AB’ye, başkalarına yaranmak için hareket etmiyoruz.”
AA