KELEBEK ETKİSİ…
Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
NÖBETÇİ ECZANELER
Sesli okuma özelliği ile bu haberin başlık ve kısa özetini sesli olarak dinleyebilirsiniz. SESLİ OKU OKUMAYI DURDUR

KELEBEK ETKİSİ…

kategorisinde, 16 Ağu 2021 tarihinde yayınlandı
KELEBEK ETKİSİ…

Tatilde evdekilerden erken kalkarım sabahları. Kimsenin uykusunu bozmamak için de herkes uyanana kadar sessizce taraçaya çıkar, oturur kitap okurum.

Dün sabah da her zamanki gibi kitabımı koltuğuma sıkıştırmış, sandalyemi koyduğum gölgeye doğru çekmek için plastik masayı kavradığımda, tam ayaklarımın yanında uçmaya çalışan bir kelebeğe gözüm ilişti. Gri kanatlarının üzerinde siyah benekler vardı.

Zarar veririm korkusuyla masayı çekmeyi bırakıp, uçmasını bekledim bir süre. Her uçmaya yeltendiğinde ayaklarının yerden kesilmediğini görünce merak edip, yakından baktım.

Ayaklarından birine takılmış örümcek ağı ve ağın sardığı küçük çöpler ağırlık yaptığı için kelebeğin havalanamadığını fark ettim.

Bir süre uçma teşebbüsünü seyrettikten sonra kendini ağdan kurtaramadığını gördüm. Ne yapabilirim diye düşünürken kelebek hareket ettikçe onunla beraber hareket eden ağın bir yerinden tutup kaldırdım. Uçmaya yeltenen kelebek ayaklarını kurtarır ve uçar sanmıştım ama olmadı.

İyice sarılmıştı örümcek ağı ayaklarına. Ayaklarının dolandığı ağı kaldırıp masanın üzerine koyunca kelebek de masanın yüzeyine konmuştu.

Kelebeğe dokunmadan ayağını ağdan kurtarmaya çalıştım. Uzun bir uğraştan sonra örümcek ağından ayağını kurtarmıştım ama bu sefer de kelebek hareket etmiyordu.

Üzüldüm. Kelebeğe zarar verdiğimi düşünüyordum ki kelebek önce antenlerini, sonra ayaklarını ve sonra da kanatlarını oynatmaya başladı. İçimi umut kaplamıştı birden. Bir iki kıpırdanıştan sonra, önce kısa bir mesafe yol aldı yürüyerek. Ama bu sefer de uçmuyordu. Oysa ağın ayağına takıldığını görmüş, ne ayaklarına ne de kanatlarına dokunmuştum.

Yürüyebiliyorsa neden uçmuyor sorusu takıldı zihnime de canlıların yaşadığı “öğrenilmiş çaresizlik” kuramı geldi sonra aklıma. Hani bir canlı maruz kaldığı zorluklardan kurtulamayacağı inancı geliştirir de mücadele etmekten vazgeçer ya. O da pasif davranışlar mı geliştirdi diye düşünmeye başlamıştım.

Ama öyle olmadı. Bir iki kanat çırpma denemesinden sonra ayağındaki prangadan kurtulduğunu hissetmiş olacak ki kanatlarını ardı sıra çırparak uçup gitti kelebek.

İnanılmaz bir mutluluk yaşadım. O gönül huzuru ile dönüp elimdeki kitabı okumaya başladım.

Tam kitabın konusuna kendimi kaptırmıştım ki bir şey oldu. Masanın üzerindeki kitabımın yirmi-yirmi beş santim ötesine az önce örümcek ağından kurtardığım kelebek konmuştu.

Kollarıyla başını, başından çıkan antenlerini okşuyor, kendi etrafında dönüyordu. Siyah benekli gri kanatlarını her çırptığında küre biçimli bir çift bileşik gözle karşılaşıyordum sanki.

Kanatlarıyla, kollarıyla, antenleriyle dans ederken, bakışlarıyla minnet teşekkürü gösterileri yaptığını anlatır gibiydi.

Yorumlara Kapalı