Çelik ailesinin atletizm dolu hayatı | Bağcılar Haber
Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
NÖBETÇİ ECZANELER
Sesli okuma özelliği ile bu haberin başlık ve kısa özetini sesli olarak dinleyebilirsiniz. SESLİ OKU OKUMAYI DURDUR

Çelik ailesinin atletizm dolu hayatı

kategorisinde, 02 Ağu 2017 tarihinde yayınlandı
Çelik ailesinin atletizm dolu hayatı

Çeşitli yaş gruplarında birçok kez milli formayı terleten maratoncu Fadime Suna Çelik, Mersin’de takım kampı sırasında tanıştığı antrenör Bünyamin Çelik ile 2012 yılında aldıkları kararla hayatlarını birleştirdi. Dünyaya gelen oğulları Deniz ile mutlulukları perçinlenen Çelik ailesi, çocuklarının da kendileri gibi sporcu olması için ellerinden geleni yapıyor.

Tüm hazırlık kampları ve yarışlara çocuklarıyla giden aile, boş zamanlarında hem anne ve babalık görevlerini yerine getiriyor hem de oğullarının bu spora ilgi duymasını sağlamaya çalışıyor.

Anne Fadime Suna Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sporcu, aynı zamanda anne olmanın farklılığını vurgulayarak, her ne olursa olsun moral ve motivasyonunu üst seviyede tutması gerektiğini belirtti.

“Anne ve sporcu olmak güzel”
Çocuğunu her yarışa ve kampa götürdüğünü anlatan anne Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Oğlum ile her yerde beraberiz, ayrılamıyoruz. Doğduğundan beri bu durum böyle. Londra’ya, Dünya Atletizm Şampiyonası’na gideceğim, o nedenle uzun bir süre kendisinden ayrı kalacağım. Eşim gelemiyor, o gelmediği için çocuğu da götüremiyoruz. Yani zor olacak, iki hafta ayrı kalacağız. Onun için de zor olacak, babasıyla kalacak. Uyku düzeni, yemekler olsun, normal bir sporcu gibi yaşayamıyorsun. Annesin, herkesten farklısın yani. Tabii ki anne ve sporcu olmak güzel. Sporu bırakamadığım için bu haldeyim. Çocuğumu da her yere götürmek zorundayım. Çocuğumun müzik kulağı çok iyi. Sporculuk ya da müzisyenlik konusunda tercih oğlumun. Sporcu olmasını elbette istiyorum.”

Anne Çelik, hamileliği öncesi Çin’deki 2011 Dünya Üniversiteler Yaz Oyunları ve Helsinki’deki 2012 Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda iyi dereceler yaptığını anımsatarak, bu süreçten sonra bıraktığı spora tekrar başlama ihtimalini hiç düşünmediğini dile getirdi.

Ardından eşi ve çevresinin verdiği destekle yeniden spora başladığı söyleyen milli atlet, “İnsan sporu gerçekten çok özlüyor. Hele ki bizimkisi gibi hastalık boyutuna geliyorsa eğer bir gün koşmadan duramıyorsun. Baktım ki ben bu işin içinde mutluyum. Gezip, tozup, eğlendiğimde mutlu değilim. Şurada yarım saat koşayım, ter atayım benden mutlusu yok. Bunu görünce bırakamadım ve çocuğumla bu şekilde devam ettiriyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Bizlerin birer valizi varsa onun iki valizi var”
Eşinin, 4 Ağustos Cuma günü Londra’da başlayacak Dünya Atletizm Şampiyonası’nda maraton branşında Türkiye’yi temsil edeceğini ve bu süreçte çocuğuyla kısa süreli bir ayrılık yaşayacağını bildiren Bünyamin Çelik, şunları kaydetti:

“Milli bir atletle evli olunca mecburen siz de işin içinde oluyorsunuz. Çocuğumuz olduktan sonra da spora devam ettik. Bu şekilde kamplarda, yarışlarda devam ediyoruz. Onu her yere götürmek zorundayız, çünkü küçük. Çoğu yere mecburen arabamızla gidiyoruz. Bizlerin birer valizi varsa onun iki valizi var. Tüm eşyalarını toparlayıp beraber götürüyoruz. Gittiğimiz yerlerde çocuğu düşünüyoruz. Oyun ve yetişkinlerin ortamını, hepsini hesap etmek zorunda kalıyoruz. Onun yaşayabileceği ortamları kamp ortamlarında oluşturmaya çalışıyorsunuz. Bu biraz zor oluyor tabii ki.”

 

AA

YORUM YAZ