Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik Konya merkezli soruşturma kapsamında ifadesi alınan örgütün mahrem abisi “Salih” kod adlı itirafçı, gazeteci Mehmet Baransu’nun ağabeyi Yalçın Baransu’nun askeri personel üzerindeki etkisini anlattı.

İtirafçı, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesinde şüpheli olarak alınan ifadesinde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 10 Temmuz 2010’da yapılan KPSS’de soruların sızdırılmasına ilişkin hazırlanan iddianamede soruları bazı adaylara vermekle suçlanan Yalçın Baransu ile örgütün Hava Kuvvetleri Komutanlığına yerleştirdiği askeri personelin “mahrem abileri”nin faaliyetleri hakkında bilgi verdi.

İtirafçı ifadesinde, hususi (asker ve polis hizmeti) sohbet grubuna verildikten sonra Konya Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü “mahrem abiler” soruşturmasında şüpheliler arasında bulunan öğretmen Yalçın Baransu ile bir örgüt yetkilisinin evine geldiğini söyledi.

Baransu’nun da kendisinden sorumlu olduğunu aktaran şüpheli, şöyle devam etti:

“Yalçın Baransu daha önce askeri hizmette sohbet hocalığı görevlerinde bulunduğu ve bu konuyla ilgili geçmişi olduğu için ona bağlı olarak Eskişehir Hava İkmal Komutanlığı sözleşmeli subaylar grubuna sohbet hocalığı yaptım. Sözleşmeli askerleri benimle tanıştıran Baransu, asker sohbetlerinde kullanmam için bir telefon ve hat verdi. Askerlerden himmet parası, gazete, dergi aboneliği ve bankalar tarafından verilen promosyon paralarını alıyor, evine gittiğim Baransu’ya teslim ediyordum. Baransu tarafından verilen ve yapılması istenen talimatları askerlere iletiyordum. Evde FETÖ CD’leri izliyorduk.”

Darbe girişiminden sonra durum değerlendirmesi yapmışlar
Tanıştırıldığı, üsteki HİK Grup Komutanlığında görevli bazı rütbeli askerlere de ayrı ayrı sohbet verdiğini vurgulayan şüpheli, şöyle konuştu:

“Abilik yaptığım askerlerle 15 Temmuz’dan bir hafta öncesine kadar görüştüm. 15 Temmuz’dan 3-5 gün sonra üsten sorumlu örgütün üst düzey kişileriyle öğrenci evinde durum değerlendirmesi yaptık.”

Şüpheli, ilk başlarda amacının iman eden insanların sayısını artırmak olduğuna inandığı örgütün, Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetmek istediğini anladığını ifade etti.

AA