ALİ HACI HALİLOĞLU
TÜRKİYE ADINA ÖZÜR DİLERİM, İSTANBUL!
BİR YEREL GAZETEDE
06 Mayıs 2011 – TARİHLİ YAZIMI TEKRAR YAYIMLAMAK İHTİYACI HASIL OLMUŞTUR. BÜYÜK BİR
MEMNUNİYETLE İZLEDİM.
2011 TARİHİNDEN SONRA YAPTIĞIM TESPİTLERİN BİR KISMI YAPILMIŞTIR.
Adına şiirler yazılan İstanbul, peygamberimizin ilgilendiği İstanbul, bir zamanlar aşıkların kapısı şimdi ise geçim kapısı olan İstanbul, sen bu hormonlu büyümeyi hiç hak etmemiştin, ne yazıkki siyasetin ilmin önüne geçirildiği İstanbul sonunda yapacağını yaptın ve bizleri peşinden sürüklemeye başladı. Dedinki, artık benim istediğim yere üst geçit yapacaksınız. Benim istediğim yere yol yapacaksınız. siz beni yönlendiremiyorsanız ben sizi yönlendireceğim. Haklısın İstanbul senden özür dilemenin zamanı geldi geçti. Türkiye adına özür dilerim, İstanbul.
Devletimiz şehrin gelişmesinin peşinden koşarak, nere de bir şey ihtiyacı doğuyorsa onu yapmaya başlıyor. Önceden ön görülemeden. Çevre yapılaşması oluştuğu içinde yapılacaklar sınırlı oluyor. Tam olarak ta işe yaradığı da söylenemez, yani yeterli olmuyor. – Şehri biz yönlendirirsek, buda şu demek, her şeyi plancılar ön görürse şehir plana göre büyürse ekstra bir yatırım ortaya çıkmayacaktır. – Şehir yapılaşırken, sıkı bir otoriter yönetim uygulanmalı – İmalatta demokrasi olmaz. – Bugüne kadar İstanbul’da imalatta ciddi bir demokrasi vardı. Fakat Plancıların üzerinde de ciddi bir otoriter uygulardı. Bunu terse döndürmeliyiz. Fakat elimizde İstanbul gibi dönüşüm bekleyen imdat çanları çalan bir şehir var. İstanbul’da 20 yıldır dönüşüm konuşuluyor fakat dönüşüm tam anlamıyla yapılamayacağı anlaşılmıştır.
Depremle yüzleşmeden bir şeyler yapmamız gerektiği konusunda da hemfikiriz. Konuşmanın bittiği yere geldik bana göre. O halde ne yapılabilir İstanbul için. İstanbul da mevcut planda var olan halihazır
yapılardan olmazsa olmazları yeni bir metro (üst)plana geçilmeli, mesela (ana arter,tarihi eserler
trenvaylar, okullar gibi), ve akabinde ciddi kamulaştırmaları göz önüne alarak yolların ve kamu
alanlarını genişletildiği yeni bir plan yapılmalı. İstanbul u modern bir kente dönüştürmenin alt yapısı
hazırlanmalı. Çözüm ciddi kamulaştırmadan geçiyor. – Planın dışına çıkmadan, fakat mevcut m2 yi
koruyarak yenileme verilmeli bir nevi rehabilitasyon başlatılmalı. – Yapılacak planda İstanbul’da yeni
alternatif E-5 yakın yollar yapılmalı mevcut E-5 transit yol haline getirilmeli. Bu yolları diklemesine
kesen belli aralıklarla bölünmüş yollar olmalı. – Okul yerleri vs plan gerektiği gibi bırakılmalı geri kalan
planlara dokunulmadan hakları plan notlarıyla sabitlenmeli. Yapılan kamulaştırmalar ve yollarda
dikkate alınarak yıkıp yapacak adalar veya binaların emsalleri artırılarak yenilenme cazip hale
getirilmeli. – Ciddi bir alt yapıya girilmeli – Adalar yenilenirken devlet kira yardımı yapmalı, kredi
imkanları kullandırılmalı, bu işleri firmalar üstlenebilmeli, kat karşılığı veya ilave para alarak bunu da
uzun vadeli krediyle vatandaşı borçlandırarak firma hallederek yapmalı.
Destekleyici çözüm olarak da; Üst planda İSKİ, VALİLİK, gibi binalar E-5 gibi ona yola yakın yerlere alınacak. – İç İstanbul’da bunlar olurken dış İstanbul’da uydu kentler yada çevresel kentlere ağırlık verilmeli arada 1-2km yeşilbant alanları oluşturulmalı. – Özel tedbirlerden taviz verilmemeli Seyyarlar dönemi kapanmalı İşgaller bitmeli Bina altlarına verilen işletme ruhsatları yeniden dizayn edilmelidir. Bina cepheleri cıvıl cıvıl olmalı, mahalle mahalle renkler tespit edilip cephe çalışmasından sonra uygulatılmalıdır. Bütün bunlar İstanbul’un yani Türkiye’nin görüntüsünü değiştirmek için modern bir kent yada kentler elde etmek içindir. – Bir taraftan modern şehirleri yaratırken bir yandan da hükümet teknolojiyi özendirmeli, AR-GE siz firma kurdurmamalı, AR-GE ye bütçenin belli yüzdesi ayrılmalı ve bu sıkı denetlenmeli. – Yapılaşma bina yapma istihdamı geçici olarak çözeceği unutulmamalı, konut açığı bitince teknolojiyi yakalamış olalım ki kendi arabamızı sanayimizi tıbbi cihazlarımızı yapıyor olalım. Markalarımızla dünyaya açılmış olalım. – Her ilçede o ilçeyi istihdamını sağlayacak sanayiyi kurmuş olmalıyız. – Bina yapmayı istihdam kapısı görmek geri kalmış ülkelerin politikasıdır. – Biz iki işi aynı anda yapmalıyız, zamanımız kısıtlı modern kentler sanayileşme, teknolojiyi yakalama kısacası çok çalışmalıyız.
Fakat şunu unutmamak lazım ki ne olursa olsun modern kentler modern insanları da
yaratır. Bir ülkenin gelişmişliği kentlerin görüntüsüyle de orantılıdır. – Popülizme kaçmadan zaman
geçirmeden İstanbul depreme yakalanmadan İstanbul çağı yakalasın. – İstanbul kanal projesi, isabetli
bir proje bu projeyi duyunca insanımıza güven gelmiştir. Esas itibariyle de, doldur boşalt yapan
gemilerin artık İstanbul un merkezine gelmeden kanal İstanbul’dan yapılacağından İstanbul ciddi
anlamda trafik olarak rahatlayacaktır. Kanal İstanbul un çevresi konut değil de sanayiye ayrılırsa
merkezdeki eski kalmış fabrikalar ve sanayiler kanal İstanbul un çevresine taşınırsa iç İstanbul
rahatlayacak. İstanbul taşımasıyla ve otelleriyle havaalanlarıyla, ofisleriyle Asya, Avrupa, Afrika’nın
merkezi haline gelmiş olacak ki yukarda bahsettiğim dönüşüm ve rehabilitasyon tamamlanınca bu
merkeziyetçilik rolünü İstanbul tam anlamıyla yapacaktır. Bütün bunları yaparken söylediğim gibi
Anadolu asla ihmal edilmemeli bazı iller cazibe merkezi yapılmalı, hatta bunun üzerine de çok ciddi
şekilde de durulmalı, cazibe şehirler oluştururken vergi SSK dahil tavizler verilmeli diye de
düşünülebilir.
Sözlerimi şöyle tamamlamak istiyorum. İstanbul için bütün bunların yapılabilmesi için
İstanbul la ilgilenen dönüşümünü ve rehabilitasyonunu yönlendiren yasalarıyla muhatap olacak olan
hatta üst planlarını yapacak olan bir bakanlık kurulmalı, bu süreç tamamlanıncaya kadar İstanbul’un
planlar ve plan tadilleri bakanlıkça TBMM ine sunulmalı onaylatılmalı, süreç tamamlanınca takriben
10-15 yıl sonra bakanlık ihtiyaca göre kaldırılmalı. Saygılarımla.