Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: ABD ve Rusya mutabakatın gereğini yapmadı
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD ve Rusya ile Suriye’nin kuzeyi için varılan mutabakata ilişkin, “Burada şu anda bu mutabakatın gereğini yaptılar mı tamamen? Hayır yapmadılar, yapılması lazım.” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Çavuşoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Dışişleri Bakanlığının 2020 bütçesi üzerinde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
Çavuşoğlu, dünyadaki çatışmaların yüzde 60’ının Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyada meydana geldiğini belirtti, Türkiye’nin bu denli zor bir coğrafyada dış politika yürüttüğünün altını çizdi.
İki ay önce 26 ilde 3 bin 500 vatandaşla yapılan ankette, ankete katılanların yüzde 70’den fazlasının Türk dış politikasını başarılı bulduğunu ifade eden Çavuşoğlu, Türk dış politikasında herhangi bir eksiklik olmadığını dile getirdi.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin geçtiği zorlu süreçlerin ardından Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerde reformcu kimliğine geri döndüğünü ve üzerine düşen sorumlulukları yaptığını vurgulayarak, “Her şeyin sorumlusu olarak Türkiye’yi görmek, Türkiye’ye ve bize haksızlıktır.” diye konuştu.
“Tüm atamalarımızı içeride ve dışarıda objektif kriterler çerçevesinde yapıyoruz”
Dışişleri Bakanlığı atamalarına ilişkin yapılan eleştiriler üzerine Çavuşoğlu, “Dışişleri Bakanı olduğum günden bu yana bakanlık içinde ekipçilik vesaire tüm anlayışları bir kenara bırakarak, tüm atamalarımızı içeride ve dışarıda objektif kriterler çerçevesinde yapıyoruz.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, dışişleri bakan yardımcıları ve personeller konusunda ilgili kişilerle atamalar konusunda istişarelerin yapıldığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Şu anda toplamda 249 büyükelçimiz var ve sizin tabirinizle dışarıdan 24 büyükelçimiz var. 249’a 24. Öyle bir anlatıyorsunuz ki sanki bakanlığın tamamen içeride ve dışarıda herkes dışarıdan atanmış. Bu da doğru değil. Size göre azdır, çoktur ama ihtiyaca göre karar veriyoruz. İhtiyaca göre karar verdiğimize göre ve yasal bir şey yapıyoruz. Etik olmayan bir şey yapmıyoruz.”
Bakan Çavuşoğlu, siyasi partiler ne zaman isterse Türk dış politikasına ilişkin kendilerini bilgilendirebileceklerini dile getirerek, “Bizim sizi bilgilendirmeme ya da bilgilendirmek istememe gibi bir duruma düşmemiz mümkün değil.” diye konuştu.
“Mutabakatın gereğini tamamen yapmadılar”
Çavuşoğlu, Türkiye’nin, ABD ve Rusya arasında sıkışık bir ülke olmadığının altını çizerek, şu ifadeleri kullandı:
“Bizim hazırladığımız metinler üzerinden müzakere yapılarak mutabakat sağlandı ya da ortak açıklama yapıldı. Arkadaşlarımız da gerçekten çok iyi bir şekilde çalıştılar. Sonuçta burada biz iki ülkeyle de 5 gün içinde mutabakata vardık. Burada şu anda bu mutabakatın gereğini yaptılar mı tamamen? Hayır yapmadılar, yapılması lazım. Biz mutabakat gereği üzerimize düşeni yaptık ama tacizler olduğu zaman da gereğini yaptık ama buradan bir netice alamazsak tıpkı Amerika ile denedikten sonra harekatı başlattığımız gibi yine gereğini yapacağız. Bunun başka çaresi yok. Yanı başımızdaki terör tehdidini bizim mutlaka temizlememiz lazım.”
Çavuşoğlu, Türkiye’nin Suriye politikasına ilişkin yapılan eleştireler üzerine, “Suriye konusunda da hep Türkiye’yi suçluyorsunuz. Suriye’yi ve sorunu, Arap Baharı’nı biz mi başlattık? Mısır’da Arap Baharı’nı biz mi başlattık? Mısır’da Arap Baharı’nı biz başlatmadık. Tunus’ta da biz başlatmadık ve diğer tarafta da biz başlatmadık.” ifadelerini kullandı.
Suriye’deki rejime yönelik sadece Türkiye’nin tavır sergilemediğine işaret eden Çavuşoğlu, “Arap Ligi dediğiniz bir örgütte şimdi Suriye var mı? İslam İşbirliği Teşkilatında (İİT) Suriye var mı? Yok. Rejime karşı sadece Batı tavır sergilemedi ki. Arap Ligi de dışladı, İİT de dışladı. Neden dışladı? Bu kadar insanı katlettiği için dışladı. Yani burada sadece bize suç bulmayalım.” dedi.
“Hem KKTC’nin hem de Türkiye’nin haklarını savunuyoruz”
Doğu Akdeniz meselesine ilişkin Türkiye’nin artık sahada olduğunu ve sahada olmasaydı elindeki kazanımları elde edemeyeceğini dile getiren Çavuşoğlu, hem KKTC’nin hem de Türkiye’nin haklarını savunduklarını belirtti.
Çavuşoğlu, “Bir şey kesin ki yetki alanlarının belirlenmesi konusunda, Doğu Akdeniz etrafındaki ülkelerin hepsi olmadan atılan hiçbir adım geçerli değildir. Şu anda bizim için geçerli olan BM’ye de kaydettirdiğimiz kıta sahanlığıdır.” dedi
“İthavi, Bağdadi’nin yerini gösterdi”
Çavuşoğlu, terör örgütü DEAŞ elebaşı Ebubekir el-Bağdadi’ye ilişkin, “Bağdadi’nin ailesiyle ve yakınlarıyla ilgili sanırım yanlış bilgi var. Bizim geçmişten bu yana tuttuğumuz, yakaladığımız yakınları da var. Mesela ona en yakın (İsmail el) İthavi diye bir adam vardı, onu yakaladık ve Irak’a da verdik ve Bağdadi’nin olduğu yeri o gösterdi. O nerede saklandığını gösterdi.” diye konuştu.
Bağdadi’nin kardeşi ve ailesini Türkiye’de değil, Azez’de yakaladıklarının altını çizen Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Daha önce yakaladıklarımız zaten içeride tutuklu. Yeni yakaladıklarımız… Amerika’ya giderken bizim yakaladıklarımız 287 kişiydi Barış Pınarı Harekatı’ndan sonra ve bunların çoğunu da YPG bıraktı. Hani YPG, DEAŞ ile mücadele etmek için oradaydı ve diğer otobüsler, Rakka falan onlara girmeyeceğim. Bunları bilerek bıraktılar. Dolayısıyla burada gerçekten YPG, DEAŞ ile mücadele etmek için değil, kendine alan yaratmak ve ülkeyi bölmek için bu mücadeleye girdi. Diğerlerinin de işine geldi. Bizim gibi sahaya girip, mücadele edemediler. Dolayısıyla proxy olarak, vekalet olarak kullandılar.”
Konuşmasında, Barış Pınarı Harekatıyla ilgili gerekli bilgilendirmeyi fazlasıyla yaptıklarının altını çizen Çavuşoğlu, “Öncesinde tüm gerekçeleriyle beraber bildirimleri yaptık. Suriye rejimine de bildirimde bulunduk ve bu bildirimde de diğer bildirimlerde de Suriye’nin toprak bütünlüğüne bağlı olduğumuzu ve bunu desteklediğimizi vurguladık.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, harekatla birlikte dünyanın dört bir yanındaki Türk büyükelçilerin, 511 bilgilendirme toplantısı ve çalışması yaptığının altını çizerek, buna karşılık, Türkiye’ye karşı yürütülen kara propagandanın temelinde Türkiye’nin büyük oyunu bozması olduğunu söyledi.
Mevlüt Çavuşoğlu, “İsrail’in de desteklediği, Fransa’nın başını çektiği bazı ülkeler bir terör devleti kurmak istiyorlardı, bu bozuldu. Burada etnik temizliği ve demografi mühendisliğini biz yapmadık, böyle bir şeye hiçbir zaman tevessül etmedik, bu insani de değil. İnsanlar evine dönmeli, dönebilmelidir.” diye konuştu.
Öte yandan, yöneltilen bir soru üzerine, Suriye’deki zeytin ve zeytinyağının, Türkiye üzerinden yeniden ihraç edildiğini belirten Çavuşoğlu, buradan elde edilen gelirin de bahçe sahiplerine dağıtıldığını ifade etti.
“Hakkımdaki iddialarla ilgili yasal süreci başlatacağız”
Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) üyeliği sırasında bazı lobi faaliyetleri yaptığına ilişkin iddialarla ilgili yöneltilen soruya, “İnternet sitesinde hakkımdaki iddialarla ilgili yasal süreci başlatacağız. Uzaktan yakından, gerçeklikle ilgisi olmayan bu tür iddialara karşı özellikle arkasında ne var ortaya çıkması bakımından da bu yasal süreci sonuna kadar işleteceğiz.” şeklinde yanıt verdi.
Dışişleri Bakanlığı bütçesine ilişkin yöneltilen eleştirilere de cevap veren Çavuşoğlu, bakanlığın harcamalarının yüzde 91’ini yurt dışı harcamaları oluşturduğunu ve bütçenin yüzde 9’unun da merkezde harcandığı bilgisini paylaştı.
Mevlüt Çavuşoğlu, bakanlığın döviz bazında harcamalar yapması ve bütçenin de kanun gereği Türk lirası bazında belirlenmesi nedeniyle bütçede açığın olabileceğini dile getirerek, herhangi bir ihtiyaç durumunda Dışişleri Bakanlığı ve faaliyetlerinin önemi göz önünde bulundurularak bütçe taleplerinin yerine getirildiğini belirtti.
“Boko Haram ve El Şebab’ın güçlenmemesi için o Afrika ülkelerine destek veriyoruz”
Türkiye’nin terör örgütleri arasında ayrım yapmadığının altını çizen Çavuşoğlu, “Boko Haram ve El Şebab’ın güçlenmemesi için o Afrika ülkelerine destek veriyoruz, vermemiz lazım. Şu anda Somali’nin özellikle güvenlik güçlerini de bu amaçla, orada askeri kampımız var eğitiyoruz, kapasitesini güçlendiriyoruz. Güçlendirmemiz de gerekiyor çünkü o terörist yarın bize gelir, gelmesini beklemek zorunda değiliz.” dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin, Yabancı Terörist Savaşçılar (YTS) Çalışma Grubu’nun eş başkanlığını yürüttüğünü hatırlatarak, “7 bin 700 civarında DEAŞ’a katılan ya da katılmak için gelen teröristi biz ülkelerine bugüne kadar iade ettik ve ülkeye giriş yasağı listesinde 70 bin kişi var.” diye konuştu.
Konuşmasında, Ermeni meselesine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Çavuşoğlu, Türkiye’nin arşivlerinin açık olduğunu ve herkesin gelip inceleyebileceğini ifade etti.
Çavuşoğlu, Ermenistan’a ortak komisyon kurulması çağrısında bulunduklarını hatırlatarak, “Ermenistan bu konuda kendisine güvenmiyor. Neden hayır diyor? Madem bu kadar iddia içerisindesiniz. O zaman gelin, yapalım, oturalım konuşalım. Nerede olursa olsun farketmez. Amerika, Türkiye ya da Ermenistan’da kuralım, farketmez.” değerlendirmesinde bulundu.
Sözde “Ermeni soykırımı” iddialarına dair bir soruya ise Çavuşoğlu, “Ermeni meselesinde bugüne kadar parlamentolar karar alabilir, doğru. Ama 100. yıl dahil onların iddialarıyla ilgili hayal kırıklığına uğradılar ve tüm çabaları akamete uğradı.” dedi.
Önemli olanın, ülkelerin yönetimlerinin bu konuda parlamentoların aldığı kararlarla arasına mesafe koyması olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, “Şu anda ABD yönetiminin de buna karşı olduğunu Dışişleri Bakanlığı açıkladı. Merkel de en son yaptığı açıklamada da soykırım tarifini zaten çok güzel şekilde yaptı.” diye konuştu.
“İşkencenin her türlüsüne, kime yapılırsa yapılsın karşıyız”
Dışişleri Bakanlığı’ndan FETÖ iltisaklı olduğu gerekçesiyle atılan kişilere ilişkin Çavuşoğlu, “Somut belgeler, zaten mahkeme kararları da var. İşkence yapıldığı da tamamen yalan. İşkencenin her türlüsüne kime yapılırsa yapılsın karşıyız.” dedi.
ABD’nin, Türkiye’nin, Rusya’dan S-400 alımından dolayı sergilediği tutuma ilişkin Çavuşoğlu, “ABD ile ne elde ettik, ne elde etmedik. Gittik zor şartlarda bile diyaloğun devam etmesi gerekiyor. Diplomasi bunun için var. Her konuyu çözdük diyemiyoruz ki. S-400 konusunda bir çözüme ulaştık da demiyoruz. İkisi de söyledi sayın liderler, Trump da söyledi ‘Evet bu konuda görüş ayrılığımız var ama görüşmeye devam edeceğiz.’ dedi.” diye konuştu.
Böyle bir durumda görüşmenin “bıçak gibi kesilemeyeceğini” aktaran Çavuşoğlu, konunun diplomasiyle çözülmesi gerektiğinin altını çizdi.
“26 bini aşkın Ahıska Türkü’ne ikamet izni verdi”
Çavuşoğlu, Ahıska Türklerine ilişkin bir soruya cevaben, Türkiye’nin bugüne kadar 26 bini aşkın Ahıska Türkü’ne ikamet izni verdiğini belirterek, “Daha önce çıkmış bir yasayla 31 bin kişiye vatandaşlık veriyoruz. Bunun 17 binden fazlası şu ana kadar vatandaşlığını aldı.” dedi.
Bakan Çavuşoğlu, Ahıska Türkleri’yle ilgili her meselenin takipçisi olduğunu da vurguladı.
Bakanlığın diğer bakanlık, kurul ve başkanlıklarla iş birliği
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanlığı Dış Politika ve Güvenlik Kurulu ile Dışişleri Bakanlığının görevlerinin tamamen ayrı olduğunu ve arada hiçbir yetki çatışmasının olmadığına dikkati çekti.
Cumhurbaşkanlığı Sistemi içinde çalışmaların iş birliği içinde yürütüldüğünü işaret eden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“İletişim Başkanlığının görevi nedir? Dış politika yürütmek değil ki. Kamu diplomasisi dahil iletişim konusunda Cumhurbaşkanımız adına çalışmaları yapmaktır. Kamu diplomasisini de Dışişleri Bakanlığı ve İletişim Başkanlığı birlikte yapmak durumundadır çünkü sadece içeride değil, dışarıda da bu faaliyetleri yürütmemiz lazım. Veya Cumhurbaşkanlığımızla, diğer arkadaşlarımızla bizim rekabet içine girmemiz mümkün değil. Hepimiz bir ekibin parçasıyız. Beraber çalışıyoruz. Herkesin görev dağılımı farklı, iş birliğimizi yapıyoruz. Diğer ülkelerle müzakerede askerimiz, istihbaratımız, biz Dışişleri Bakanlığı olarak hep beraber bu işi yapıyoruz.”
AB ile ilişkiler ve Gümrük Birliğinin güncellenmesi
Çavuşoğlu, Türkiye’nin savunma sanayiinde dışa bağımlılığının çok düştüğünü vurgulayarak, “Şu anda ihtiyacımızın yüzde 70’ini üretiyoruz, yüzde 30 civarında dışa bağımlıyız. Bunu da azaltmak için daha da çok çalışmamız lazım.” dedi.
Türkiye-AB ilişkilerini değerlendiren Çavuşoğlu, “AB sürecinde bizde bir sapma yok. Elbette reform süreciyle birlikte daha da ileri gideceğiz ama sorunun sadece bizde olduğunu söylemek mümkün değil. Aynı şeyi vize serbestisi ile ilgili de söyleyebiliriz.” dedi.
Gümrük Birliğinin güncellenmesiyle ilgili üç tur görüşme yapıldığını söyleyen Çavuşoğlu, AB’de özellikle Gümrük Birliğinin güncellenmesinden göreceli olarak daha az faydalanacak ülkelerin biraz siyasi tutum almaya başladığını belirtti.
Çavuşoğlu, sürecin yeniden canlanması için Almanya’nın başı çektiği bir ekiple görüştüklerini söyledi.
Uygur Türkleri
Uygur Türkleri ile ilgili olarak Türkiye’nin her platformda gereğini yaptığını dile getiren Çavuşoğlu, “Bazı ülkeler var göz yumuyorlar. Ama biz öyle bir ülke olamayız. Bir mağduriyet varsa bunun arkasında, peşinde olmamız lazım. Bu konuyu hem uluslararası platformda canlı tutuyoruz hem de Çin ile ikili düzeyde götürüyoruz.” dedi.
Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun insan hakları konularını ele alan 3. Komitesi’ndeki ülkelerin bu konuyu kullanarak Çin’i köşeye sıkıştırmaya çalıştığını bildirdi.
Türkiye’nin, bu konuda siyasi olarak Çin’e olan husumetinden dolayı hareket edenlere alet olmak istemediğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Biz ona da alet olmak istemiyoruz ama gerçekleri de görmezden gelemeyiz. (Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu) Feridun Bey, büyükelçimiz gitti 3. Komite’de Türkiye’nin tezlerini savunan açıklamasını da yaptı.” diye konuştu.
“Türkiye arabuluculuk konusunda bilinen bir ülke”
Filipinlerde ve Kolombiya’daki barış süreçlerine Türkiye’nin destek verdiğini anlatan Çavuşoğlu, Türkiye’nin arabuluculuk konusunda bilinen bir ülke olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, Türkiye’de de çözüm süreci sırasında devletin üzerine düşeni gereğinden fazla yerine getirdiğini ancak PKK terör örgütünün terörü bırakmak istemediğini, süreci suistimal ederek Türkiye’yi bölmeye çalıştığını belirtti.
Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklamalarının ardından Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Başkanlığı ve Türk Akreditasyon Kurumunun bütçeleri komisyonda kabul edildi.
AA