‘Kalp-damar hastalıklarının 4’te 3’ü önlenebilir’ | Bağcılar Haber
Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
NÖBETÇİ ECZANELER
Sesli okuma özelliği ile bu haberin başlık ve kısa özetini sesli olarak dinleyebilirsiniz. SESLİ OKU OKUMAYI DURDUR

‘Kalp-damar hastalıklarının 4’te 3’ü önlenebilir’

kategorisinde, 30 Eyl 2016 tarihinde yayınlandı
‘Kalp-damar hastalıklarının 4’te 3’ü önlenebilir’

Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Şahin, Dünya Sağlık Örgütü’nün, uygun yaşam koşulu değişiklikleri ve düzeltilebilir risk faktörlerinin kontrol altına alınmasıyla kalp-damar hastalıklarına bağlı ölümlerin 4’te 3’ünden fazlasının önlenebileceğini ifade ettiğini söyledi.

Şahin, AstraZeneca’nın desteğiyle Türk Kardoyoloji Derneği tarafından, Türkiye’de her yıl ortalama 100 bin kişinin hayatını kaybetmesine neden olan ani kalp krizine karşı toplumun bilinçlendirilmesi amacıyla Dünya Kalp Gününde başlatılan “Artık Kalpler Susmasın” kampanyasının tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, kalp-damar hastalıklarının yaşam tarzı, sağlıksız beslenme, tütün kullanımı, fiziksel hareketsizlik ve psikososyal streslerle ilişkili olduğunu belirtti.

Dünya Sağlık Örgütü’nün, uygun yaşam koşulu değişiklikleri ve düzeltilebilir risk faktörlerinin kontrol altına alınmasıyla kalp-damar hastalıklarına bağlı ölümlerin 4’te 3’ünden fazlasının önlenebileceğini ifade ettiğini belirten Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Sağlıklı beslenme için işlenmemiş tahıllar, baklagiller, az yağlı süt, deniz ürünleri, fındık, badem, ceviz gibi kuruyemişler sofralarımızda yer almalıdır. Kırmızı et ve doymuş yağ tüketimi azaltılmalı, zeytinyağ ve diğer sıvı yağlara daha fazla yer verilmeli, şekerli içeceklerle, şekerli, unlu hazır besinler, işlenmiş karbonhidratlardan uzak durulmalı, ‘kolesterol zararlı değildir’ safsatalarına inanılmamalıdır. Kolesterol tartışması artık ezber bozan bir yaklaşımdan halkımızın sağlığını tehdit eden bir yaklaşım haline dönüşmüştür. Kan kolesterol yüksekliğinin tıpkı kan şekeri, basıncı yüksekliği gibi zararlı olduğu bilimsel bir gerçektir ve kesinlikle tedavi edilmelidir.”

“Ölümlerin yüzde 60’ı hastaneye varmadan gerçekleşiyor”
Derneğin gelecek dönem başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, kalp krizleri nedeniyle yaşanan ölümlerin yüzde 60’ının hastaneye varamadan meydana geldiğini ifade ederek, “Tıptaki ilerlemeler sayesinde, hastaneye sağ olarak varmış olan hastaların ölüm oranlarını nispeten azaltabildik ama önemli bir kısmı hiç hastaneye gelemeden vefat ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Erol, bunu önlemenin ilk adımının da birincil korumadan geçtiğini aktararak, önlenebilir risk faktörlerinin düzeltilmesiyle kalp krizlerinin azaltılabileceğini kaydetti.

Türkiye’de Avrupa ile kıyaslandığında yaklaşık 300 bin akut kalp krizi görüldüğünü dile getiren Erol, bu hastaların 100-125 binin vefat ettiğini, 50-60 binin de hastaneye varamadan hayatını kaybettiğini söyledi.

“Ufak değişikliklerle kalbi korumak mümkün”
Kampanyaya destek veren şef Arda Türkmen de ufak değişikliklerle kalbi korumanın mümkün olabileceğini, bazı alışkanlıkların değiştirilerek bunun başarılabileceğini belirtti.

Türkmen, bunun için tek ihtiyaç olunan şeyin biraz gayret ve motivasyon olduğunu dile getirerek, şunları aktardı:

“Mesleği gereği sürekli mutfakta yer alan biri olarak, bu değişimin mutfaktan başlayacağına inanıyorum. Ayrıca profesyonel olarak bisiklete biniyor ve yarışlara katılıyorum. Bu anlamlı projenin de herkesin hayatına olumlu bir değişim getirmesini diliyorum. Biz de bu değişimi gerçekleştirmek için, sosyal medyada yeni bir sağlık hareketi başlatıyoruz. Bizzat çekeceğim videolar ve sosyal medya hesaplarımdan yapacağım çağrılarla kalplerin artık susmaması için elimden geleni yapacağım.”

 

AA

YORUM YAZ