“Adanmış Ömürler” Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma | Bağcılar Haber
Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
NÖBETÇİ ECZANELER
Sesli okuma özelliği ile bu haberin başlık ve kısa özetini sesli olarak dinleyebilirsiniz. SESLİ OKU OKUMAYI DURDUR

“Adanmış Ömürler” Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma

kategorisinde, 05 Kas 2015 tarihinde yayınlandı
“Adanmış Ömürler” Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma

Moderatörlüğünü Demet Tezcan’ın yaptığı Bağcılar Belediyesi Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi’ndeki söyleşiye Pervari’deki eğitim hayatını anlatarak başlayan Prof. Sırma, çocukluğunda eğitimin kaliteli olduğunu belirterek, “Türkçe dersimiz güzeldi. Çok güzel yazı yazmayı öğrendik. Öğretmenim bana, ‘dirseğini çürütmeden bilim insanı olamazsın’ diyerek telkinde bulunuyordu.” dedi.
Ankara’da İlahiyat Fakültesi’ni okuduğu sırada ünlü şair Necip Fazıl Kısakürek ile tanıştığını ifade eden Prof. Sırma, Büyük Doğu Fikir Kulübü’nü kurarak önemli bilgiler edindiğini söyledi. Prof. Sırma, “İlahiyat Fakültesi’ndeki hocalarımızdan ancak 4’ü namaz kılıyordu. O zamanki İlahiyat Fakültesi Dekanı dinler tarihi profesörüydü. Ancak dine inanmıyordu. Hayatı hint dinlerini anlatmakla geçti. Öyle bir dönem de yaşadık. Şimdiki öğrenciler şanslı.” diye konuştu.
“DİN BİLGİNİ HAMİDULLAH HOCADAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM”
Paris’teki yüksek lisans eğitimi sırasında ünlü din bilgini Muhammed Hamidullah ile sıkça görüştüğünü anlatan Prof. Sırma, sözlerini şöyle sürdürdü: “Değişik konularda seminer verirdi. 17 dil biliyordu. Hayatımın çizgisini o sundu. Kendisini sıkça görmeye giderdim. Ancak, ölümüne yakın anadili olan Urducayı konuşabiliyordu, bir de Kur’an-ı unutmamıştı. Vefatından iki yıl önce de ancak yazarak konuşabiliyordu. Ziyaret ettiğimde beni tanıyamadı. Adımı yazdım çıkaramadı. Türkiye’den geldiğimi yazdım yine hatırlayamadı. Ancak kâğıda ‘Erzurum’ yazınca gülümsedi.”
“ERKEK KADINA KADIN ERKEĞE BENZEMEYE ÇALIŞMAMALI”
Prof. Sırma, 7 yıl önce de onunla ilgili uluslararası bir sempozyum yaptıklarını ve mektuplarını yayımladıklarını hatırlattı. Üniversitede hocalık yaptığı yıllarda Erzurum’da ve Sakarya’da hayatının en güzel yıllarını yaşadığını da vurgulayan Prof. Sırma, gençlere nasihatlerde bulundu. Prof. Sırma, “İnsan sevdiği şeyi daha iyi yapar. Bir yazar, ’pazara git, kendine bir dert satın al, bulamazsan benden ödünç al’, diyor. Herkesin bir derdi olmalı. Derdimiz yoksa hayvanlardan farkımız kalmaz. Her Müslüman’ın derdi olmalı.” diye konuştu. Gençlere eşlerini iyi seçmesi öğüdünde de bulunan Prof. Sırma, “Eşiniz iyi olmaz ise ilim bile yapamazsınız. Bir kadın erkeğe, erkek kadına benzemeye çalışırsa o şirk olur. O kişiler müşrik olur. Allah (c.c.) ‘ben sizi bir erkek ve bir kadından yarattım. Birbirinizi tamamlayacaksınız, diyor.“ dedi.

YORUM YAZ